Kayıtlar

Sanat Bulutu 1

Resim
  Görsel İfade Araçları: Yazı, Resim, Grafik, Video, Fotoğraf… Yazı boyunca kullanacağım görsel ifade aracı tanımlaması göz ile algılanabilen tüm iletişim araçlarını temsil etmektedir. Anlatımımda görsel ifade aracının ne zaman ve neden sanat olarak değerlendirilmeye başlandığını, sanat algısının bu araç üzerinde ne gibi etkiler yarattığını ve bir yapıtı sanat olarak değerledirme ihtiyacının arkasındaki motivasyonu kendi üslubumca yalın bir şekilde ifade etmeye çalışacağım. Konuyu bu açıdan ele almamın sebebi bu etkili araca karşı gelişmiş olan işlevsiz görüşleri kırmak ve kullanım üzerine olan ihtiyaç alanlarını yeniden tanımlayarak farkındalık kazandırmaktır. Bu farkındalıkla alanda bulunan kişilerin özgüven ve işlevsel üretimini desteklemeyi, ifade gücünün dünyamızda hakettiği değeri yeniden kazanmasını amaçlıyorum. Durumu en başından ele alabilmek için görsel ifadenin kronolojik yolculuğuna kabaca bir göz atalım: Mağara resimleri: Günümüzdeki kaynaklar doğrultusunda Fransa’da b...

Evden Çalışan Birinin Çevik Kalmasını Sağlayacak 7 Altın Öneri

Resim
    Günümüzde çalışma türlerinin teknoloji ve diğer etkiler sayesinde çeşitlenmesiyle kariyerini hizmet üretme üzerine kurgulayan çalışanların çeşitli çalışma ve disiplin şekillerine uyum sağlaması gerekmektedir. Bunlardan biri benim de uzun süredir deneyimlediğim evden / uzaktan çalışma biçimidir. İnternet ortamında bununla ilgili bir çok kaynak olsa da sunacağım içerikler şahsi bir deneyime dayandığı için benzerliklerin yanında tamamlayıcı fikirlerin de olacağına inanıyor ve size keyifli bir okuma diliyorum. Maddeler önem sırasına göre değildir. 1. Hareket edin ve düzenli uyuyun    Sanırım bu başlık biz canlı organizmaları tanımlayan en akla gelir özelliklerimizden biri. Muhtemelen bunu okuduktan sonra spor yapın demek istediğimi düşüneceksiniz. Elbette ki spor yapın! ama bundan önce spor şöyle dursun özellikle evde çalışan bir çok kişi hareket etmediğini dahi farketmeli. Ev içinde odalar arasında geçiş yapıyor ve dışarı çıkınca da araçlar vasıtasıyla bir yerd...

O Zamanki Ben

  Bilgisayarın başında işime ara vermiş, biraz kafa dağıtmak için daha önce düzenlediğim Erasmus fotoğraflarını gezerken arkamdan omzuma bir el dokunuyor. Bu elin sahibi Erasmus’a giden ben. O zaman severek taktığı yeşil balıkçı şapkasından tanıyorum. Gençliğinin verdiği özgüven ve küstah bir ifadeyle gururlu gururlu bakıyor yüzüme. Eli hala omzumda, tuttuğu yer ısınmaya başlıyor, geriliyorum…    ‘’Tamam’’ diyorum. ‘’Tamam?’’ diyor. O an gözüm o zamanki ben’in saçaklı bıyıklarına kayıyor. Bıyık bırakmaya karar verdikten uzun bir süre bıyığımı nasıl düzeltmem gerektiğini bilemediğimi hatırlıyorum aniden. ‘’ Tamam, teşekkür ederim, bana çok güzel anılar bıraktın.’’ Memnun olmuş bir şekilde nihayet elini çekip kendine arkadaki sürahiden su doldurmaya gidiyor. Arkasından kaçamak bir bakış atıyorum, onda özlediğim bir şeyler var.    Suyunu alıp geliyor, fotoğraflara birlikte bakıyoruz. ‘’ Korona diye bir virüs çıktı senden sonra’’ diyorum, ‘’ Ve döviz tavan...

Giriş

. Merhaba, Bu yazımla karşılaştığını görmek ya da düşünmek gerçekten mutluluk verici. İnsanların hiç tanımadığı kimselere yaşadıkları hayattan, varoluşlarından bir parça sunabilmesi ne kadar müthiş bir şey değil mi?   Bir bitkinin suya ulaşmak için naif yapısıyla sert kayaları parçalaması gibi insan bilinci de birbiri arasındaki mesafeden arındı. Bedenlerden ari olarak ölümsüz, sürekli paylaşan ve gelişen bir hale geldi artık. Ben Semih Akgül, bu da benim bu blogdaki ilk yazım. Kendimi uzun bir süre çizer, illustratör olarak sıfatlandırdım. Bu kalıplar yüzünden yazmayı ne kadar çok sevdiğimi unutmuşum dolayısıyla ben artık yazar, çizer, blogger, pehh!... Sadece anlatmayı, aktarmayı, sunmayı seviyormuşum ve buna hizmet eden her aracı tutkuyla kullanıyormuşum. Bununla birlikte bir şey olmaya ihtiyacımın olmadığını ama bana sunulanlarla mevcut hayatımın en iyi versiyonunu yaşamaya çalışan ''biri'' olabileceğimi farkettim. Notlarımda youtube yoluyla aktarmak ...

Translate

Takipçiler